Yıldırımla tanım olarak tanışmamız sanırım ilkokul 4. sınıfa denk gelmişti. O zamanlarda bize öğretilen bilgi; yükselen ve alçalan hava kütlelerinin oluşmasına sebep olduğu, pozitif ve negatif kutuplar, devamında bu kutuplar arasındaki enerji alışverişi. En sonunda ise enerjinin iki bulut arasında yada bulut ve toprak arasında gidiş gelişi. Bu bulut ve toprak arasındaki enerji transferinde oluşan şey (bu kelimeyi küçümsemeyin dilimizde yaklaşık 180.000 anlamı var) yıldırım olarak adlandırılıyor.
Yıldırımlar böyle birşey işte. Tabi yıldırımların bir de genel özellikleri var desek kötü olmaz. Mesela bir yıldırımın verdiği enerjiyle 100 wattlık bir ampul 3 ay hiç durmadan çalışabilir. Bu bilinen bir şey. Peki bir yıldırımın düştüğü yerde belli bir süre güneş yüzeyinden daha sıcak bir alan oluşturduğunu biliyor muydunuz ? Kısa süreli bu sıcaklığın bir anda soğumasıyla yani hızlı ısınma ve soğuma sonucunda hortum oluştuğunu ? Bu hortumlar genel olarak çok küçük çaplı olduğundan dolayı fark edilememektedir. Dünya genelinde bir insana yıldırım çarpma olasılığının 600 binde 1 olması da yıldırım hakkındaki ilginç bir istatistik olarak çeşitli kaynaklarda yerini almıştır.
Bu kadar yıldırımdan bahsettikten sonra yıldırımdan korunma yollarını anlatmadan olmaz. Hepimizin bildiği bazı bilgiler vereceğim. Kendi bilgilerim doğrultusunda tabi. Öncelikle açık alanlarda ağaç altlarına sığınmak büyük bir hata olur en iyisi uzak durmak. Metal cisimlerden uzak durmak da başka bir çözüm. Çoğu yerde araba içinde beklemek en güvenli yol olarak söylense de bana mantık olarak çok doğru gelmiyor. Araştırmalarımda bulduğum başka bir şey de açık alanda tek başınızaysanız yani etrafta sizden başka bir cisim yoksa, yıldırımın sizi çarpma olasılığı diğer şartlarda oluşan olasılıklardan daha azmış. Bu da bana başka bir soru sorma gereksinimi getirdi. Acaba bilime mi güveneceğim yoksa şansıma mı ?
Emir Can AtıcıBirBilgi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder